2. Yabancıların pazar yerinde kurdukları sunakları ve etrafı
çitle çevrili kutsal yerleri yıktılar.
3. Tapınağı arıttılar ve yeni bir sunak yaptılar. Ardından
çakmaktaşından elde ettikleri ateşle iki yıl aradan sonra ilk kurbanlarını
sundular. Buhur yaktılar, lambaları yaktılar ve ekmek somunlarını Tanrı'nın
huzuruna koydular.
4. Sonra yüzükoyun yere kapanıp Rableri'ne yalvardılar. Onları bir
daha böyle felaketle karşılaştırmamasını, günah işlerlerse onları insaflıca
cezalandırmasını ve onları kutsal şeylere saygısız barbar ulusların eline
bırakmamasını dilediler.
5. Tapınağın arıtılması, tapınağın yabancılar tarafından
saygısızlığa uğratılmasıyla aynı güne, Kislev ayının yirmi beşine rastladı.
6. Çardak Bayramı'nda olduğu gibi, sekiz gün bayram ettiler. Bir
süre önce Çardak Bayramı'nda dağlarda, mağaralarda vahşi hayvanlar gibi
yaşadıklarını anımsadılar.
7. Ardından, dallar, yapraklı büyük dallar ve hurma dalları
taşıyarak kendine ait olan kutsal yerin arıtılmasını başarı ile sonuçlandıran
Rableri'ne ezgiler okudular.
8. Tüm Yahudi ulusunun her yıl aynı günlerde bayram yapması
konusunda kesin karara vardılar ve bildiri yayınlayıp oylama yaptılar.
9. Epifanes diye bilinen Antiyokusun günleri böylece sona erdi.
10. Şimdi görevimiz bu inançsız adamın oğlu Antiyokus Eupator'un
öyküsünü anlatıp savaşların kötü sonuçlarına değinmek olacak.
11. Bu adam yönetici olarak tahta çıkınca, Kili-Suriye ve Fenike'ye
vali olarak Lisias adında birini atadı.
12. Makron diye bilinen Ptolemi Yahudiler'e adaletle davranan ilk
valiydi. Yahudiler'e geçmişte yapılan haksızlıkları unutturmak için barışçı
bir yönetici olmaya çalışmıştı.
13. Kralın dostları onu Eupator'a ihbar ettiler. Filometor'un
kendisine emanet ettiği Kıbrıs'ı bıraktığı ve Antiyokus Epifanes'in tarafına
geçtiği için sürekli olarak kendisine hain denildi. Yüksek konumuna bir görkem
katamadığı için kendini zehirleyip intihar etti.
14. Gorgiyas bölgeye askeri vali atandı. Yabancı ücretli askerleri
vardı ve Yahudiler'le sürekli savaş durumundaydı.
15. Aynı zamanda önemli kaleleri kontrol eden İdumealılar Yahudiler'e
baskı yapıyorlardı. Yeruşalim'den gelen yasa dışı kişilere iyi davranıyor,
savaşı sürdürmeye çalışıyorlardı.
16. Makabe ve adamları Tanrı'ya genel bir yakarışla O'nun yardımını
istediler, ardından İdumea kalelerine saldırdılar.
17. Güçlü bir saldırıya girişip üstünlük sağlayan noktaları ele
geçirdiler. Kale duvarlarında savaşanları bozguna uğrattılar. Ellerine
geçirdiklerinin boğazını kestiler. Bunların sayısı yirmi bini buluyordu.
18. Yaklaşık dokuz bin kişi kuşatmaya karşı koyabilmek için her
türlü önlemi alarak olağanüstü güçlü iki kaleye sığındı.
19. Bunun üzerine Makabe Simon'la Yusuf'u Zakkay ve kuvvetleriyle
birlikte orada bıraktı. Onlara saldırmak için yeterince asker vardı. Makebe
gitmesi gereken başka yerlere yolculuk etti.
20. Ama Simon'un adamları paragözdü ve kalelerdeki kişilerin
rüşvetini kabul ettiler. Karşılığında yetmiş bin gümüş alıp kalelerdeki bazı
kişilerin kaçmasına göz yumdular.
21. Olanları duyan Makabe ulusunun komutanlarını toplantıya çağırdı.
Suçluların kardeşlerini para karşılığında sattıklarını söyledi, çünkü
kendileriyle savaşan kişileri serbest bırakmışlardı.
22. Hain olduklarını bildirdi ve onları öldürdü, ardından iki
kaleyi ele geçirdi.
23. Silaha sarılınca tüm yaptıklarında başarılı oldu, bu iki kalede
yirmi binden fazla insan öldürüldü.
24. Yahudiler tarafından daha önce yenilen Timoteos, yabancı
ücretli askerlerden büyük bir ordu oluşturdu. Asya'dan çok sayıda süvari
getirtti ve Yahudiye ülkesini silahlarla ele geçirmek umuduyla oraya geldi.
25. O yaklaşırken, Makabe ve adamları Tanrıya yakardılar,
başlarına toprak döküp bellerinin etrafına çul sardılar.
26. Sunağın önünde, terasta Rab'be tapındılar, onları destekleyip
düşmanlarının düşmanı olması için Tanrı'ya yalvardılar. Yasanın açıkça
bildirdiği gibi, onlara karşı gelmesini dilediler.
27. Bu dualardan sonra silahlandılar ve kentten bir hayli
uzaklaştılar. Düşmana yaklaşınca durdular.
28. Gün doğarken iki taraf savaşmaya başladı. Taraflardan biri
başarı ve zafer için kendi cesaretine değil, ama Rabbi'ne, oysa diğeri,
olağanüstü çabasına güveniyordu.
29. Savaşın en şiddetli anında düşman beş görkemli atlının gökten
indiğini gördü, atların dizginleri som altındandı. Atlılar Yahudi kuvvetlerinin
başına geçti.
30. Makabe'yi aralarına alıp onu kendi zırhlarıyla korudular ve
yaralanmasını önlediler. Öte yandan düşmana ok ve yıldırım yağdırdılar. En
sonunda kör olup şaşıran düşman kuvvetleri darmadağın oldu.
31. Yirmi beş bin yaya askerin ve altı yüz atlı askerin boğazı
kesildi.
32. Timoteos, Gazar adındaki güçlü bir kaleye kaçtı. Orası
Kereas'ın komutası altındaydı.
33. Makabe'yle adamları dört gün süresince kaleye saldırdılar.
34. Kaleyi savunanlar güvenlik içinde olduklarından emin olarak,
inançsızlara yaraşır küfürlerle ve kutsal şeylere karşı korkunç saygısız sözlerle
karşılık veriyorlardı.
35. Beşinci gün, gün doğarken, Makabe'nin kuvvetlerinden yirmi
genç adam, saygısızca sözlerin kendilerinde uyandırdığı öfkeyle davranarak,
yüreklilikle kaleye saldırdılar. Karşılaştıkları kişileri vahşi biçimde
öldürdüler.
36. Başkaları, buna benzer bir davranışla, kaleyi savunanlara
arkadan saldırdılar ve kale burçlarını ateşe verdiler. Bir odun yığını yakıp
kutsal şeylere karşı saygısızca konuşan kişileri burada canlı canlı yaktılar.
Başkaları kapıları kırıp ordunun geri kalan kısmını içeri aldı ve kaleyi ilk
olarak onlar ele geçirdi.
37. Timoteos mahzende saklanmıştı, ama onu öldürdüler. Onunla
birlikte kardeşi Kereas'ı ve Apollofanes'i de öldürdüler.
38. Bütün bunlardan sonra, ezgilerle ve şükranla Rableri'ni
övdüler. İsrail'e karşı o denli bağışlayıcı olan Rableri onları zafere
ulaştırdı.