2. Persepolis adındaki kente girdi, tapınakta hırsızlık yapıp
kenti işgal etmeyi tasarlıyordu. Ama halk kendini savunmak için silaha
sarıldı. Sonuç olarak kuvvetleri bozguna uğrayan Antiyokus rezil olarak geri
çekilmek zorunda kaldı.
3. Ekbatana'ya varınca, Nikanor'un ve Timoteos'un kuvvetlerinin
başına gelenleri duydu.
4. Öfkeye kapılarak onu bozguna uğratanların acısını Yahudiler'den
çıkartmaya karar verdi. Bu amaçla yola çıkıp hiç durmadan yolculuğunu
bitirmesi için savaş arabası sürücüsüne buyruk verdi. Ama Tanrının yargısı
üzerine geldi. Gururla şöyle demişti: "Yeruşalim'e varınca orasını
Yahudiler için toplu mezar haline getireceğim."
5. Ama her şeyi gören Rab, İsrail'in Tanrısı, çare bulunmaz ve
görülmemiş bir hastalıkla onu vurdu. Yukarıdaki sözler ağzından çıkar çıkmaz
bağırsaklarında çare bulunmaz bir acı duydu ve içinde çektiği ıstırap işkenceden
farksız oldu.
6. Böyle olması gerekiyordu, çünkü kendisi başkalarının bağırsaklarına
barbarca işkenceler yapmıştı.
7. Bu durumdayken bile Antiyokus küstahlığından bir şey kaybetmedi.
Hâlâ gururla doluydu, Yahudiler'e karşı duyduğu öfkeyle ateş püskürüyordu. Daha
çabuk gidilmesini buyurmak üzereyken birdenbire arabadan düştü. Düşüşünün
kuvveti bedenindeki tüm kemiklerin kırılmasına neden oldu.
8. Antiyokus biraz önce insanüstü övüngenliğiyle denizin
dalgalarına hükmedeceğini sanmıştı. Dağları terazide tartabileceğini
düşünmüştü. Ama birdenbire kendini boylu boyunca yerde buldu. Onu sedyede
taşıyorlardı ve bu da herkese Tanrı'nın gücünü apaçık gösteriyordu.
9. Bu inançsız adam acı içinde kıvranırken gözleri kurtlanıyor,
etleri çürüyordu. Çürüyen etlerinin kokusu tüm ordusunun midesini
bulandırıyordu.
10. Biraz önce gökteki yıldızları avucunun içine alabileceğini
sanmıştı. Ama şimdi hiç kimse ona tahammül edemiyordu, çünkü kötü kokusu
dayanılır gibi değildi.
11. Bunun sonucunda darmadağın durumdayken, gururundan vazgeçmeye
başladı. Tanrı'nın onu cezalandırması nedeniyle aklı başına geldi. Sürekli
acı çekiyordu.
12. Kötü koku onun için de çekilmez olmuştu ve şöyle bağırdı:
"Tanrı'ya teslim olmak doğrudur, hiç bir ölümlü Tanrı'yla eşitliğe
özenmemelidir."
13. Alçak adam Rab'be dua etmeye başladı, ama kendini acındıramadı.
Şunları bildirdi:
14. Yerle bir etmeyi amaçladığı ve bir toplu mezar durumuna
getirmek istediği kutsal kentin özgür olduğu açıklanacaktı.
15. Yahudiler'e gelince, onları gömülmeye layık görmemişti,
çocuklarıyla birlikte kuşlara ve hayvanlara yem olarak atılmasını istemişti.
Ama şimdi Yahudiler'i Atina vatandaşlarına eşit kılacağını söylüyordu.
16. Bir zamanlar yağmaladığı kutsal tapınağa şimdi en güzel
armağanları sunacaktı. Kutsal kapları fazlasıyla yerine koyacaktı. Kurban
giderlerini kendi gelirleriyle karşılayacaktı.
17. Bu işin doruğuna varıp kendisi de Yahudi olacak ve insanların
yaşadığı tüm yerleri ziyaret edip Tanrı'nın gücünü bildirecekti.
18. Acıları bir türlü dinmiyordu, çünkü Tanrı doğru
yargısıyla onu cezalandırmıştı. Tüm umudunu yitirerek Yahudiler'e aşağıdaki
mektubu yazdı. Aslında bir çağrı olan mektubun içeriği şöyleydi:
19. "Kral ve başkomutan Antiyokus değerli Yahudi
vatandaşlarını içtenlikle selamlar, onlara sağlık ve bolluk diler.
20. Sizler ve çocuklarınız iyiyseniz ve işleriniz iyi gidiyorsa
bundan çok memnunum.
21. Bana gelince hasta olmama karşın, sizinle ilgili güzel anılarım
var. Pers ülkesinden dönünce ağır bir hastalık geçirdim ve herkesin güvenliği
için bazı önlemler almayı düşündüm.
22. Umutsuz değilim, çünkü hastalığı atlatabileceğimi umuyorum.
23. Ancak babam yaylayı denetlediği zaman, onun yerine geçecek
kişiyi atardı.
24. Böylece beklenmedik bir olay karşısında veya huzur kaçıran
söylentiler duyulduğunda, illerin halkı işlerin yöneticiliğini kimin üstleneceğini
bildiği için sarsılmazlardı.
25. Bundan öte, sınırlarımızdaki prenslerin ve krallığımızın
komşularının fırsat kolladıklarını ve beklentilerini bildiğim için, benden
sonra oğlum Antiyokus'un kral olacağını bildiririm. Yaylalara çıktığım zaman
oğlumu size emanet eder ve sizi önerirdim. Ona yazdığım mektubun bir kopyası
buraya eklenmiştir.
26. Sonuç olarak genel ve özel iyiliklerimi anımsamanızı istiyor,
bunu sizden bekliyorum. Her birinizin bana ve oğluma karşı iyi niyetinizi
sürdürmenizi istiyorum.
27. Oğlumun iyilik ve sevecenlikle benim siyasetimi sürdüreceğine
inanıyorum. Sizin çıkarlarınızı koruyacağından da kuşkum yoktur."
28. Böylece kutsal şeylere karşı saygısız olan bu cani,
başkalarına çektirdiklerine benzer korkunç acılar içinde, acıklı yazgısıyla
karşılaştı. Uzak ve soğuk dağlarda yaşamı sona erdi.
29. Arkadaşı Filip cesedi götürdü. Ardından Antiyokus'un oğlundan
korktuğu için, Mısır'a, Ptolemi Filometor'un sarayına çekildi.